top of page
ciadumiforqui

Download Ahmed Refik Lale Devri PDF: A Fascinating Account of the Ottoman Intellectual Tradition and



13 kazananlara "öndü namına kumaşlar", altınlar verilmişti. Atlı ciridi, piyade koşuları tertiplenmişti. Ayı ve samsun güreşleri seyredilmişti. Akşamlara kadar ziyafetler verilmiş, oyunlar oynanmıştı. Devlet erkânına, seraser'e kaplı erkân kürkleri ihsan olunmuştu. O gün Damat İbrahim Paşa için şanlı bir başarı günüydü. Padişahın Kağıthane'yi tebcili, şairler taralından da övülüyordu. Ey şehinşâhı cihan, lütjunla Sâdâbâd'ı çün, Eyleyüb teşrif verdin taze nevnük sânına, Lâlezârm da acaip zevki var, hasrettedir. Ol da yüz sürmeli diler Hünkârımın dumanına Çünki Sâ'dâbâd'ı seyrettim şehinşâha buyur, tzzü devletle Çırâğân'ın dahi seyrânına Sâdâbâd civarı en kısa zamanda şenlenmişti. Derenin iki sahili, zarif ve beyaz köşklerle dolmuştu. Bu köşkler hep saray erkânımndı. On dördüncü Lui'nin Versay'ına, Sâdâbâd adeta nazîre teşkil ediyordu. Çayırların çiçeklerini öperek akan derenin üzerinde Cisri Sürür, yüksek çınarların dallarının altında Cisri Nurânî, hoş bir manzara ortaya koyuyordu. Fransız sefirinin padişaha takdim ettiği kırk kadar portakal ağacı, koyu yeşil, parlak yapraklarıyla büyük saksıların içinde Sâdâbâd'm kıymetli süslerini oluşturuyordu. Sâdâbâd'm inşası önemli bir olaydı. Büyük elçiler, krallarına yazdıkları raporlarda; bu yüksek kasırdan bahsettikleri gibi Pariste yayınlanan Merkür gazetesi bile, Sâdâbâd'm tasviriyle ilgili olarak istanbul'dan gönderilen bir mektubu neşrediyordu. Fakat bütün tasvirler içinde yine en seçkini milli şairimizin eserleriydi. Sair Nedim: Gümüş renginde bir dlbâ biçinmiş Cedveli Simin Ve lâkin hâre gibi mevti var şeffaf ü nûrânl mısralarıyla cetdveli sîm'ini tasvir etmekle kalmıyor, uzun kasîdelerle Sâdâbâd'ı edebiyyen gelecek nesillerin hatırasında yaşatacak tasvirler de meydana getiriyordu. O tarihten itibaren Sâdâbâd, zevk ve ferahlık, raks ve neşe yeri olmuştu, ilk baharda çiçekli çayırların üstünde, renkli gölgeli sahillerinde, zurna seslerinin ortasında, garip endamlı kadınların kol kola oynadıkları bu sulh ve huzur devrini aşklarıyla, rakslarıyla, nağmeleriyle övdükleri görülüyordu. Sâdâbâd, gönül ehli kimselerin, safa dostlarının ve şairlerin toplanma yeriydi. Bahar, çiçekleri ve renkleriyle istanbul'un güzel ufuklarını süslediği zaman, ruhta, Sâdâbâd sahillerine derin bir çekicilik hasıl olurdu. Nedim bile bu tutkunluğunu, şu parlak mısralarla tasvir etmişti: Çektirip pek seheri doğruca Sâdâbâd'a Tutayım zinde iken cenncti âlâda makam Varayım hâbi tarâbnâkine yüzler süreyim. Bir gün olsun, alayım bârijelekten bir kam Havzdan kevseri pâkizeyi nûş eyliyeyim Kasrdan büyı cinânı edeyim istişmâm İd ola, faslı bahar ola da, Sâdâbâd'm Zevkim eylemeyim, sıhhat olur bana haram Hurremâbâda varınca gideyim zevrâk ile, Bîkusar eyliyeyim seyri kusuru itmam Bir münasipçe refik ile girersek kayığa Şevkile kullanırız, gayri bizimdir eyyam Sonra havdın öte yanına çıkıp zevrâkdan Bir diraht altına ferş eyliyeyim. bir ihram Keç edüp güşei destânmı rindâne geçüp Oturup eyliyeyim bir iki saat ârâm demişti.^1 Artık istanbul'un her tarafında inşaata devam ediliyordu. Avrupa'dan, Asya'dan istanbul'a birçok mimar çağrılıyor, bütün binalar muhtelif mimari tarzlarda inşa ediliyordu. Böylece meydana getirilen binalarda kâh Versay, kâh Isfahan mimari tarzı uygulanıyordu. Köşklerin planlarını Paris'ten Fransız sefareti tercümanı Mösyö Lönuvar getirmiş, hatta o devirde İstanbul'un tavsifine dair bir de eser yazmıştı, istanbul'da öyle bir faaliyet gösterilmişti ki, kısa bir zaman içinde, Kağıthane sırtlarının arasından sükunetle cereyan eden akar suların etrafında, Bahariye'nin pembe erguvanlarla göz alan sahillerinde, birçok süslü ve renk renk büyük konaklar vücuda getirilmiş, nehrin her iki tarafındaki arazi ve dağlar ileri gelen devlet adamlarına ve hizmet ehline ihsan Duyurulmuştu. Boğaziçi'nin zümrüt gibi sahilleri yeryer köşklerle, zarif ve sanatkarca tanzim edilmiş bahçelerle süslenmişti. Hatta şehrin dahili temizliğine de önem verilmiş, Balıkpazarı civarında oturan Musevilerin "sokak ve çarşıların pislenmesine sebep olmalan hasebiyle ve Müslümanlara rakı ve şarap gibi şeyleri satma kabahatlerini irtikâba cesaretleri dolayısıyla, dinen yasak olan nice fesatlıklar meydana gelmiş olduğu için(l2' haneleri kısmen asıl Hatlarıyla satın alınmış, kısmen de Müslümanlara icar edilerek, şehirden uzak yerlerde iskânlarına yüce ferman sâdır olmuştu. 11 Tarihi Raşid, c. 1, s. 443 İstanbul, böylece parlak bir semanın altında, nilgün ufukların üzerinde yükselen kubbeleri ve minareleri, Marmara'nın parlak sularının üzerinde renk renk yankılar meydana getiren çinili köşkleri, denizin kucağında yeni tamir edilen Kızkulesi'nin gönül okşayıcı akisleriyle bir güzellik tablosu halini almıştı. Başkentin tabiat eliyle ve sanat zevkiyle zinetlenen manzarası, bütün şairlerin duygularını tahrik etmişti. Artık istanbul'un güzelliklerini tasvir etmek için gazeller okunuyor:




ahmed refik lale devri pdf download

2ff7e9595c


0 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page